1 Nisan 2008 Salı

Güneş Gazeli

Donduran fasl-ı şitâda garîbin yârı güneş

Yed-i şefkat ile okşar dil-i bîmârı güneş


Çözüyor buzları bir bir ne soğukluk kalıyor

Ayırım yok görüyor her düzü kuhsârı güneş


Nice vardır hasedinden gözü görmez huffâş

Ne zaman zuhrediyor kim göze âsâr-ı güneş


Şol karanlıklara batmış şuarânın eserin

Doğsa bir kez nice tenvîr eder eş’ârı güneş


Uzatıp bilgi elin insana vermekte hüner

Î’tirâf eyler Ömer takdiri ikrârı güneş


30.05.2000 KÜTAHYA



Not:O sene kış çok uzun sürmüştü.Bir türlü bulutlar gökyüzünden çekilmiyordu.Güneşe hasret kalmıştık.Bir de Eski Türk Edebiyatı dersi hocamız Mustafa Güneş Hocamız vardı...Onun ismini de düşünürek böyle bir gazel bir akşam vakti meydana gelmişti...

Hiç yorum yok: