14 Nisan 2010 Çarşamba

SÖZLERİMİN ADRESİ BELLİDİR BESBELLİDİR!

Rüşvetçiye hırsıza çıkarcıya çakarım
Hiçkimse alınmasın ben işime bakarım

Benim yazdıklarımda bir tek isim geçti mi
Biçer döver sözlerim masumları biçti mi

Rüşvetçiyi hırsızı namuslu dost seçti mi
Bir masaya oturup yiyip yiyip içti mi

Kiminle gezer isen onunla anılırsın
Hırsızla yatar isen rüşvetçi sanılırsın

Bıraktım bu işleri devletin su işleri
Bir ceza almamıştı tahrif eden fişleri

Kökleri asırları aşıp giden bir yerin
İçinde bir yapı var okyanustan da derin

Tarihi bir mekânda tarihi bir çapul var
Soyulan garibanda ne para var ne pul var

Nasılsa göz yumulmuş mezarlar arasında
Gözleri fukaranın cebinde parasında

İnsaf mı o da ne ki vicdan mı bilinmiyor
Bu mekânda mazlumun gözyaşı silinmiyor

Ne garip hakkı yedim ne yetim hakkı yedim
Şu vahşi sırtlanlara garibi yedirmedim

Bizim kabahatimiz bunları söylemek mi
Söyleyin çalmak mı suç alın teri emek mi

Her zaman taraf oldum çalışmaktan emekten
Kovulsam da çekinmem doğruyu söylemekten


Bir paşanın sırtına pis bir köprü kurulmuş
Burda Deli Dumrullar ne durmuş ne durulmuş

Zorbalıkla baskıyla köprüden geçirmişler
Beş milyar altı milyar millete geçirmişler

Coşkun pek masum kalır suratsızlar yanında
Herkes biliyor zaten rüşvet vardır şanında

Devekuşu tüyleri dilimde bitti artık
Her fırsatta hırsıza rüşvetçiye biz çattık

Bu işler bitmelidir sözlerim yetmelidir
O insan olmasa da utanıp gitmelidir

Hiçbir kişiye değil haksızlığa karşıyım
Arsızların üstüne giden mehter marşıyım

Hiç yorum yok: